“Gönül’den Gönlüme bir yolculuktayım 💜”
İnsan, yalnızca bir bedende yaşayan varlık değildir. Renklerle, frekanslarla, duygularla titreşen bir bilinç alanıdır. Hayatın her evresi, ruhun bir renkle dansıdır. Bu dansın içinde, kimimiz kırmızının ateşiyle başlarız; kimimiz beyazın dinginliğinde eririz. Ruhun renkleriyle olan yolculuk, aslında “ben kimim?” sorusuna cevaptır.
🔴 Kırmızı – Köklenme ve Hayata Tutunma
Kırmızı, varoluşun ilk nefesidir. Yaşam enerjisinin, tutkuların ve güven ihtiyacının rengidir. Bu evrede insan, “Buradayım” demeyi öğrenir. Toprağa, bedene, köklerine tutunur. Kadim öğretiler, kırmızıyı “yaşama izin verme” bilinciyle özdeşleştirir.
🟠 Turuncu – Duygu, Yaratıcılık ve Neşe
Turuncu, içimizdeki çocuğun gülüşüdür. Yaratıcılığın, duyguların ve zevkin çakrası olan Svadhisthana’nın rengidir. Bu evrede ruh, “hissetmeye” başlar. Sevincin, üretmenin ve paylaşmanın coşkusunu öğrenir. Sufi sembolizminde turuncu, “aşkın ateşiyle yanmayı” temsil eder.
🟡 Sarı – Güç, Benlik ve Güneş Bilinci
Sarı, öz gücün rengidir. Manipura çakrası ile ilişkilidir: “Ben yapabilirim.” Bu dönem, iradenin, sınırların ve benliğin olgunlaşma evresidir. Kadim öğretilerde sarı; bilgelik, adalet ve “kendi ışığıyla parlamak” anlamına gelir. Yoga metinlerinde ise sarı, “içteki güneşin doğuşu”dur.
💚 Yeşil – Şefkat, Denge ve Kalp Bilgeliği
Yeşil, kalbin nefesidir. Anahata çakrasının, yani sevginin merkezidir. Bu evre, “ben”den “biz”e geçiştir. Bağışlamak, şefkat göstermek, affetmek… hepsi yeşilin dilindedir. Sufi geleneklerinde yeşil, “hakikate ermişlerin” rengidir; huzurun ve rızanın tonudur.
🔵 Mavi – İfade, Gerçek ve Güven
Mavi, içsel gökyüzüdür. Boğaz çakrasının rengidir; “söz”ün, “ifade”nin, “doğru iletişimin” frekansıdır. Bu dönemde ruh, artık sustuğu yerlerden konuşmaya, kendini hakikatiyle anlatmaya başlar. Kadim öğretiler maviyi “ruhun sesi” olarak tanımlar. Bu renk, “kendine dürüst olmanın” kapısıdır.
🟣 Mor – Sezgi, Bilgelik ve İlahi Bağlantı
Mor, ruhun sessiz bilgisidir. Üçüncü göz (Ajna) ve taç (Sahasrara) çakralarını birbirine bağlar. Bu evrede zihin yavaşlar, sezgiler güçlenir. Mistik geleneklerde mor, “Tanrısal farkındalığın” ve “manevi erginliğin” rengidir. Mor giymek, içteki rehbere teslimiyetin sembolüdür.
⚪ Beyaz – Saflık, Birlik ve Teslimiyet
Beyaz, tüm renklerin birleştiği, her şeyin kaynağıdır. Artık arayış biter, çünkü her şey bir olur. Beyaz; teslimiyet, kabulleniş, sessizliktir. Sufiler bu hâli “Fenâ Fillah” yani “Benliği İlahi’de eritmek” olarak tanımlar. Ruhun dönüşüm yolculuğu burada, kendi ışığında tamamlanır.
Altın Sarısı – İlahi Bilgelik ve Işığın Taçlanışı
Altın sarısı, ruhun olgun meyvesidir. Artık ışık yalnızca içeride değildir; dışarı taşar, çevresine şifa olur. Bu renk, kadim öğretilerde ilahi bilgelik, koruma ve Tanrısal irade ile bağlantının sembolüdür. Altın sarısına bürünen ruh, benliğini aşarak “Hizmet Bilinci”ne ulaşır: Artık “Ben” değil, “Biz” vardır. Simyada altın, kurşunun bilince dönüşmesidir — benlikten ışığa evrilmenin özü. “Altın ışık, içindeki Tanrısal kıvılcımın farkına vardığında parlar.”
Her renk bir öğretidir. Her ton bir duygunun, bir farkındalığın sesidir. Sen hangi renkteysen, orada kal… onunla konuş. Çünkü ruhun sana daima fısıldar: “Her renk sensin, sen her rengin ötesinde olan ışıksın.”

💜 Gönül’den Gönlüme bir yolculuktayım 💜