Hayat bize çok basit ama çok derin bir gerçeği her fırsatta hatırlatır:
Sevilmediğimiz bir yerde, en güzel yanlarımız bile söner.
İnsanın içindeki ışık, onun gerçek potansiyeli; sevginin olmadığı, saygının eksik olduğu,
görünmediği ortamlarda yavaşça azalır. Bir çiçeğin güneşsiz kalması gibi… Toprak aynı,
kök aynı, kalp aynı kalır ama ışık yoksa büyüme olmaz.
Ve ne tuhaftır ki insan çoğu zaman kendine kızar, nasıl göründüğünü sorgular,
“Ben mi yanlışım?” diye düşünür. Oysa çoğu zaman yanlış olan yer, ortam, enerjidir.
İnsanı büyüten de küçülten de çevresidir. Ruhumuzun ne kadar genişleyebileceğini,
potansiyelimizin nerelere ulaşabileceğini; ne kadar sevgi dolu ve yaratıcı olabileceğimizi belirleyen şey,
büyük ölçüde kimlerin yanında olduğumuzdur.
Bazı insanlar ruhumuza dar gelir; bazı ortamlar içimizdeki ışığı gölgede bırakır.
Ama bazıları vardır ki… yalnızca yanlarında olduğumuzda bile genişleriz.
Sanki nefesimiz açılır; kalbimiz çiçek açar, enerjimiz hafifler.
Çünkü değer gördüğümüz yerlerde gerçek değerimiz ortaya çıkar.
Gerçek yeriniz, kendinizi iyi hissettiğiniz yerdir.
Çünkü ruh ait olduğu frekansı tanır. Enerji, uyumlu olduğu titreşime akar.
İnsan, kendisini gerçekten görenin yanında büyür.
Sevilmediğiniz yerde eksilmezsiniz; sadece yanlış yerde duruyorsunuzdur.
Doğru insanın yanında ışığınız parlar. Doğru ortamda potansiyeliniz büyür.
Doğru çevrede kendinizin en güzel hâline dönüşürsünüz.
Her insan doğru ortamda bir çiçek gibi açar.
Ve siz… kendinizi iyi hissettiğiniz her yerde daha da güzelleşir, derinleşir, ışığınızla büyürsünüz.
Ben Gönül Yolcusuyum… Kalbimin pusulasıyla yürür, gönlün çağrısını takip ederim.
Yolum içime, içimden sana akar.
Bu yüzden her buluşmamız: Gönül’den Gönlüne bir yolculuktur. 💜
Gönül’den Gönlüme bir yolculuktayım 💜