Aşk Anlatılmaz, Taşınır: Kalbin Taşıdığı İlahi Yolculuk

Kalem her şeyi yazar.
Acıyı yazar, sevinci yazar, korkuyu, umudu, bekleyişi, vedayı yazar.
Ama konu aşka gelince kalem duraksar.
Çünkü aşk, kelimelerin hükmünü kabul etmez.

Aşk anlatılmaz, taşınır…

İnsan aşkı anlatmaya çalıştığında onu bir kavrama indirger.
Tanımlar yapar, sınırlar çizer, cümlelere sığdırmaya uğraşır.
Oysa aşk, tanımlandıkça küçülen değil;
yaşandıkça, taşındıkça büyüyen bir hâlidir.

Aşk, kelimenin değil varoluşun dilidir.
Sesle değil, hâlle konuşur.
Bir bakışta, bir susuşta, bir nefeste kendini belli eder.
Aşk bazen hiçbir şey söylemeden odanın enerjisini değiştirir.

Aşkı taşıyan insan değişir.
Yürüyüşü değişir, bakışı değişir, sessizliği değişir.
Artık dünyaya yalnızca gözleriyle bakmaz;
kalbiyle temas eder.

Aşk bir kavram değil, bir varoluş hâlidir.
İnsanın kendisiyle, hayatla ve Yaradan’la kurduğu en saf bağdır.

Ve gönül genişlediğinde…
İnsanın tüm âlemi genişler.

Ben Gönül Yolcusuyum…
Kalbimin pusulasıyla yürür, gönlün çağrısını takip ederim.
Yolum içime, içimden sana akar.
Bu yüzden her buluşmamız:
Gönül’den Gönlüne bir yolculuktur. 💜